Değerli dostlar,
MÜJDE.
Federal Almanya Büyük Millet Meclisi
(Bundestag)üyeleri hakkında yaptığım suç duyurusu, (Bundestag) dilekce
komisyonunda görüşülecek.
Benim HUKUKİ manifestoyu (Bildirğeyi) aldıktan sonra,
minareyi KILIFINA bir türlü SIĞDIRAMIYORLAR !!!
2 haziran 2016 tarihinde 630 Alman Milletvekiline
gönderdiğim suç duyurusunun yankıları sürüyor ve Federal Almanya meclisi,
suç duyurusunu, dilekce komisyonunda görüşülmeye gerek görerek, sonucunu bana
bildireceğini, bana gönderdiği 13 Haziran 2016 tarihli mektup‘u ile
bildirmiştir.
Dökümanları buradan
indirebilirsiniz. (Suç Duyurusu, Mektup’un Almanca ve Türkçe çevirisi ve Alman Parlamentosu
Dilekçe Komisyonu Üyeleri E-Posta adresleri ek olarak sunulmuştur.)
- Benim, milletvekilleri haklarında
yaptığım suç duyurusunun Türkçe ve Almanca metnini ve - Bundestag dilekce komisyonunun bu konunun,
komisyonda görüşüleceğine dair mektubun, yine Almanca ve
Türkçe çevirisini, Almanca bilmeyen tüm dostların
bilmesi açısından, yukarıdaki linkte sunuyorum.
Şimdi sizin ÖDEVİNİZ ise:
- Topu taç’a atmadan, yani, bahaneyi Recep Tayyip
Erdoğan’da, Kemal Kılıçtaroğlu’nda, Devlet Bahçeli’de ..v.s
bulmadan. Aşağıda açık e-posta adreslerini vereceğim 22 kişilik Bundestag
Milletvekilinden oluşan, dilekce komisyon üyelerine, demokrasi konusunda
yanlış yaptıklarını e-posta yolu ile, binlerce kişi olarak kendilerine
hatırlatmanız olacaktır. - Göndereceğiniz e-postaya ne yazacağınızı
bilmiyorsanız,benim ilişikte yolladığım suç duyurusunu iyice okuyup
anladıktan sonra, kendi üslubunuza uyarlayıp, göndereceğiniz bir kaç
satırlık mesaj kafi gelecektir. Fazlası gerekmez.
Sloğan halinde bir cümle dahi KAFİDİR.
‘Ben demokratik kanunlarla idare edilen
Almanya^da yaşadığımı zannediyordum, ama yanılmışım, lütfen düzeltirmisiniz‘ Diye
bir cümle kafi gelebilir.
‘Avrupalı, kanundan korktuğunu Allah’tan korksa idi
cennete giderdi‘‘ sözü yanlış değildir.
Arenada beni lütfen YALNIZ bırakmayın.
Önemli Not:
Benim suç duyurusu dilekçemi komisyonda görüşmekle
BAĞLAYICI bir sonucun alınacağını ummayın. Benim parlamenter deneyimlerim bunu
der. Eğer yüzbinlerce e-posta ile komisyon üyelerini e-posta MANYAĞI
yapabilseydik, komisyon da böyle bir kamu oyu baskısına dayanamayıp, konuyu
yani suç duyurusu metninin değerlendirmesini Bundestag’a havale ederdi ve sonra
Bundestag’da da benim de, sizin de katılabileceği/ katılabileceğim bir
değerlendirme yapılabilirdi, ama gerçekçi olalım ve bu örğütlenme bizde daha
hayal aşamasındadır. (bu durum başka bir konuda yaşanmıştır, onun için
söylüyorum)
Komisyon kararını bana bildirdkten sonra, ki eften
püften laf kalabalığ ile gönlümü almaya, BAŞIMI OKŞAMAYA kalkacaktır.
Sonuç olarak da, gideceğim yol:
- Mahkeme yolu
- İç hukukun tüketimi ve
- AİHM veya AAD’dır (Avrupa İnsan Hakları Mah.
veya Avrupa Adalet Divanı)
(Bu konuda, hukukcu arkadaşlarla dava
dilekcesinin taslağını üç aşağı beş yukarı hazırladım sayılır, geriye de
Türk diasporasının ban yapacağı desdeği kalıyor)
Ayrıca komisyon üyelerinin Milletvekili olmaları, sizi
korkutmasın. Meslek olarak mesela: birisi traktör tamircisi yani benim gibi
köyden gelme, diğeri yaşlılar evinde bakıcı ..vs.