a.Türkiye’de 1970’li yıllarda
Marksist-Leninist bir örgüt olarak ortaya çıkan ve 1980’li yıllarda
Lübnan/Bekaa’daki terör örgütleri himayesinde kuruluşunu tamamlayan PKK;
(1) Türkiye’nin bir kısım
topraklarında ayrı bir devlet kurma hedefi doğrultusunda 1984 yılından itibaren
silahlı propaganda yöntemini uygulayan ve
(2) Bugüne kadar uyguladığı terör
faaliyetleri ile hedef gözetmeksizin sivil-asker tüm Türk vatandaşlarını hedef
alan bir terör örgütüdür.
b.PKK terör örgütü, Türkiye’nin Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin kalkınmasının engellenmesine yönelik olarak
okullara düzenlenen ve öğrencilerin de zarar gördüğü sabotaj eylemlerinin yanı
sıra, öğretmenlerin kaçırılarak öldürülmesi ve bölgede yaşayan vatandaşlarımızın
yaşama, ibadet, sağlık haklarını gasp etmeye yönelik gerçekleştirdiği 25 bin
eylem sonucunda, ülke genelinde; çoğunluğu kadın ve çocuklar 15 bini sivil
olmak üzere 30 bine yakın insanımızın hayatını kaybetmesine veya yaralanmasına
sebep olmuştur. Ayrıca; düzenlenen eylemlerde 250 okul, 50 cami, 50 sağlık
merkezi ile 2000 kadar tesis ve aracın tahrip edilmesi, PKK terörünün ulaştığı
boyutları ortaya koymaktadır.
c.Bu
arada,güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyonlar sonucu zayiat veren
kadrolarını yeniden toparlamak ve Dünya kamuoyunu etkilemek amacıyla 1991, 1993
yılları ve son olarak da 1999 yılında, sözde tek taraflı silahlı faaliyetleri
durdurma kararı alan ve barış istediğini öne süren örgüt, yine bu yıllarda;
(1) Tek suçu o anda yol kesen
teröristlere rastlamak olan vatandaşlarımızı acımasızca öldürmüş, bir kısmını
da kaçırarak yaşama haklarını gasp etmiş,
(2)
Türk ekonomisini ve tabii varlıklarını yok etmek amacıyla, Türkiye’nin
batısında binlerce Hektar ormanın yakılmasına neden olmuş, turistlerin yoğun
olarak bulunduğu bölgelerde sansasyonel eylemler yaparak insanları endişe ve
korkuya sevk etmiştir.
d.PKK terörizmine karşı sürdürülen
etkin mücadele sonucu, Türkiye’de faaliyetleri kontrol edilebilir bir seviyeye
getirilen örgüt, amacına ulaşamayacağını anlamış ve özellikle terörist başı
A.ÖCALAN’ın 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanması sonrasında taktik bir
değişikliğe giderek, terörist kimliğini gizlemeye yönelik legal alan faaliyetlerine
ağırlık verme kararı aldığını iddia etmiştir.
PKK’nın sözde “Siyasallaşma” adı
altında siyasi platformlarda ve özellikle uluslar arası kuruluşlar ve Devletler
nezdinde yürüttüğü faaliyetleri, bazı Avrupa ülkelerinin yasal boşluklarından
da istifade ederek terörist kimliğini unutturmaya ve taraf olarak muhatap
alınmaya yönelik gayretler olduğu bir gerçektir.
e.Geçmişte; hasta, yaralı ve gözden
çıkarılmış durumdaki mensuplarına intihar türü eylemler düzenlemeye yönelik
eğitim vererek, özellikle metropol illerde düzenledikleri 14 intihar
saldırısında 14 güvenlik görevlisinin şehit edilmesine, 5 sivilin ölümüne ve
toplam 123 kişinin yaralanmasına neden olduklarını unutan örgütün, bugün için
sözde barış söylemleri inandırıcı olmaktan uzaktır. Ayrıca, halen de intihar
türü eylemler için elemanlarına eğitim yaptırması örgütün içinde bulunduğu
çelişkiyi göstermesi açısından dikkat çekmektedir.
f. Halen, çoğunluğu Irak kuzeyindeki
kamplarda olmak üzere yaklaşık 5.000 kadar teröristini başta intihar türü
eylemler, bombalama, mayın döşeme, pusu kurma türü eğitim faaliyetlerine tabi
tutmakta olan terör örgütünün, varlığını bugüne kadar sürdürebilmesi; başta bir
kısım komşu ülkelerin direkt desteğinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde
kendisine gösterilen müsamaha sonucu; dernek, vakıf adı altında eğitim,
lojistik, finans temini, propaganda, medya-basın alanlarında yürüttüğü
faaliyetlerden aldığı destekle mümkün olmaktadır.
g.PKK üst yönetiminin, basın yayın
organlarında yer aldığı şekilde, örgütün taleplerinin karşılanmaması durumunda
yeniden silahlı eylemlere başlanacağı yönündeki mesajları ile bir taraftan
örgüt mensubu ve yandaşlarına moral vermeye ve zinde tutmada kararlı olduğunu
gösterirken, diğer yandan silahlı unsurlarını bir tehdit unsuru olduğunu beyan
etmesi de örgütün terörist kimliğinin devam ettiğini göstermesi açısından
ayrıca önem arz eden bir husus olarak dikkat çekmektedir.
2.PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki
Yapılanması:
a.Almanya ve Fransa’nın yanı sıra
İngiltere’nin de PKK’yı, terör örgütü olarak görmesi ve faaliyetlerini
yasaklaması sonucu, örgüt üst yönetimi, ortaya çıkan sıkıntıları aşmak ve
terörist kimliğini maskelemek maksadıyla, 1985 yılından beri üst kuruluş olarak
Avrupa’da faaliyet gösteren ERNK adlıoluşumun bünyesinde yer alan mevcut
yapılanmalarını, bulunduğu ülkenin hukuki mevzuatına uygun bir şekilde isim ve
adres değişikliklerine giderek yeniden düzenlemeye çalışmaktadır.
Bu kapsamda, örgütün siyasi kanadı
ERNK; 02-10 Mayıs 2000 tarihleri arasında Hollanda/Arnheim’de yaptığı kongre
sonrasında isim değişikliğine giderek Kürt Demokratik Halk Birlikleri (YDK)
adını almıştır.
b.YDK; örgütün sözde Avrupa sorumlusu
olan ve Fransa’da ikamet ettiği bilinen sözde örgüt başkanlık konseyi üyesi Ali
Rıza ALTUNadlı teröristin başkanlığında 5 teröristten oluşan “Diplomasi ve Kurumsal-Siyasi Çalışmalar
Koordinasyon Kurulu” tarafından yönetilmektedir.
Bahse konu kurul; faaliyet alanlarına
göre örgütün çatı yapılanması konumunda bulunan Kürt Ulusal Kongresi (KNK-KUK),
Dış ilişkiler Birimive Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (KON-KURD)
temsilcilerinden oluşmakta ve 9 kişilik örgüt sözde başkanlık konseyinin direkt
talimatları ile yönlendirilmektedir.
c.Anılan kurulun 04-09 Ocak 2001
tarihleri arasında Fransa/Paris’te gerçekleştirdiği bir toplantıda;
(1) Kürt Ulusal Kongresinin; Uluslar
arası platformlarda terörist örgüt adına propaganda ve politika yapması,
(2) Dış İlişkiler Birimlerinin; terör
örgütü adına Avrupa’daki diğer kürt örgütleri ile ilişkileri düzenlemesi ve
bilgi toplama çalışmaları gerçekleştirmesi,
(3) KON-KURD’un ise; Avrupa’daki Kürt
topluluklarını örgütleyerek, görünürde sosyal, siyasi, sportif ve kültürel
alanda muhtelif etkinlikler düzenlemesi, gerçekte ise örgüte eleman temin
edilmesi, ideolojik eğitim verilmesi ve lojistik destek sağlanması yönünde
kullanılmasından sorumlu olmasının kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.
d.Sözde tüm Kürtleri bir çatı altında
toplamak amacıyla Sürgünde Kürt Parlamentosu (SPK)’nun yerine kurulan, Kürt
Ulusal Kongresi (KNK-KUK); merkezi Belçika/Brüksel’de bulunan binasında
faaliyet göstermektedir.
Söz konusu oluşumun içerisinde PKK
terör örgütüne müzahir İran, Irak, Suriyeli ve Kafkaslar kökenli terörist
elemanların oluşturduğu Kürtçü oluşum üyelerinin dışında, zaman zaman,
Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) gibi etkili Kürt örgütlenmeleri de yer
almaktadır.
e.Merkezi
Belçika’da bulunan KON-KURD ise; Avrupa ülkelerinde; Belçika, Hollanda,
Danimarka, İsviçre, Avusturya, Fransa, Almanya, İsveç ve İngiltere’de faaliyet
gösteren 9 Federasyonun bir üst organıdır.
KON-KURD’un
amacı terör örgütüne Avrupa kamuoyunda destek sağlanmak, ayrıca, Avrupa
ülkelerinin siyasi gündemine sözde Kürt sorununun yerleştirilmesine yönelik
muhtelif etkinlikleri ve faaliyetleri koordine etmektedir.
f. Sonuç olarak; Avrupa’daki hukuki
boşlukları kullanarak yapılanan ve faaliyet göstermeye devam eden söz konusu
oluşumların, kendilerini PKK’dan ayrı legal bir oluşum gibi gösterme çabalarına
rağmen;
(1) PKK ile teşkilat bağlantısı
içerisinde bulunmaları,
(2) Örgüt sözde başkanlık konseyi
üyeleri tarafından yönlendirilmeleri,
(3) Bu bağlamda örgütün amaç ve
hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermeleri göz önüne alındığında iddia
edildiğinin aksine, söz konusu oluşumların, terör örgütünün bünyesinde yer
aldıklarını açıkça ortaya koymaktadır.
g.Nitekim,
söz konusu oluşumlar tarafından, çeşitli vesilelerle önemli görülen günlerde
Avrupa’da bir veya birden fazla ülkede aynı anda veya değişik zamanlarda
düzenlenen eylem ve etkinlikler, bir merkezden yönlendirildiklerinin ve sözde
başkanlık konseyinin talimatları doğrultusunda hareket ettiklerinin
göstergesidir.
h.Buna rağmen, bazı Avrupalı
parlamenterler, sivil toplum kuruluşları ve uluslar arası kuruluş
temsilcilerinin söz konusu oluşum üyeleri ile siyasi, kültürel, insan hakları
gibi mülahazaları öne sürerek ilişki içerisine girmeleri, terör örgütüne
faaliyetlerini yaygınlaştırmada cesaret vermekte ve muhatap alınma yönündeki
gayretlerine destek sağlamaktadır.
3.PKK Terör Örgütüne Destek Veren
Oluşumlar :
a.PKK terör örgütü, diğer yandan
Avrupa’da özellikle insan hakları ve insani yardım adı altında faaliyet
gösteren bir kısım Hükümet Dışı Kuruluşlar (NGO) başta olmak üzere sivil toplum
örgütlerinin bu yöndeki faaliyetlerini istismar ederek, büyük ölçüde maddi ve
manevi destek almaya çalışmaktadır.
b.Avrupa’daki siyasi çalışmaların
desteklenmesi ve PKK’nın terör örgütü kimliğinin ön plana çıkmasının yaratacağı
sıkıntıların engellenmesi maksadıyla;
(1) İskandinavya Kürt Barış Konseyi,
(2) Fransa Kürt Halkı ile Dayanışma
Koordinasyon Kurulu
(3) Başkanlığını Daniel MİTTERAND’ın
yaptığı Fransa Özgürlükler Vakfı,
(4)
Belçika Kürt Halkına Karşı Yürütülen Savaşa Hayır-Koordinasyon Kurulu,
(5) İngiltere/Londra Kürt İlişkiler
Grubu,
(6) İngiltere/Londra Kürdistan İnsan
Hakları Projesi (KHRP) isimli sivil toplum oluşumlarının, bizzat PKK yanlısı
teröristlerce kurulduğu bilinmektedir.
c.ABD’de faaliyet gösteren ve PKK’dan
ayrı bir oluşum görüntüsü veren Amerikan-Kürt Enformasyon Ağı (AKIN) ise,
gerçekte PKK tarafından kurulmuş bir organizasyondur.
d.Söz
konusu kuruluşlar da, örgütün diğer uzantısı oluşumların paralelinde ve
bulundukları ülkelerin yasal mevzuatındaki boşluklardan istifade ederek, örgüte
her türlü maddi imkanların yanı sıra, siyasi ve hukuki alanda destek sağlama
girişimlerini yürütmektedirler.
e.NGO’ların, insani yardım adı altında
özellikle Irak’taki topluluklara yaptığı yardım faaliyetlerinden, PKK terör
örgütü mensupları da istifade etmekte, NGO mensupları ile ilişkiye geçilerek,
muhatap olunma yönünde siyasi destek sağlanmaktadır.
f. Bu bağlamda, örgüt mensuplarının
aileleri ile birlikte 200-300 kadar PKK terör örgütü mensubunun da barındığı
Irak/Makhmur Sığınmacı Kampı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği
denetiminde olmasına rağmen, kontrolü tamamen PKK terör örgütünün elindedir.
Terör örgütü sığınmacı kampı vasıtasıyla;
(1) Kamptaki ailelerin mevcudunu
olduğundan fazla göstererek, kampa ulaştırılan yardımların bir kısmını terör
örgütünün Irak kuzeyindeki kamplarına aktarmakta,
(2) Avrupa ülkelerinden temin edilen
teknik cihazların yanı sıra, başta NGO’lar olmak üzere sivil toplum
kuruluşlarından sağlanan her türlü malzemeyi, Suriye üzerinden Makhmur’a
ulaştırmakta ve buradan da PKK terör örgütünün üs bölgelerine taşımaktadır. Söz
konusu kamp aynı zamanda, terör örgütünün ideolojik eğitim, eleman temini ve
bir lojistik üs merkezi olarak kullanılmaktadır.
4.PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki
Basın-Yayın Faaliyetleri :
a.PKK
terör örgütünün güdümünde faaliyet gösteren ve örgütün propagandasının İran’dan
İngiltere’ye kadar müzahir kitlelere ulaştırılmasında büyük kolaylıklar
sağlayan başta Medya TV, Mezopotamya TV, C-TV gibi medya kuruluşları ile Özgür
Politika Gazetesi gibi 30 civarındaki yayın organı Avrupa merkezlidir.
Söz
konusu basın-yayın organları Avrupa’daki iletişim imkanlarından istifade ile
kitleleri etkileme ve örgüt paralelinde yönlendirme görevini yapmaktadırlar. Bu
bağlamda, örgütün ideolojisi doğrultusunda gerçekleştirilen program ve
yayınlarla örgütün eleman temini için de uygun bir vasat teşkil etmektedirler.
b.Örgütün,
geçmişte olduğu gibi bugün de mensuplarına yönelik eylem ve etkinlik düzenleme
talimatları söz konusu yayın organlarında yapılan programlar/yayınlar
vasıtasıyla verilmekte ve örgüt yandaşları yönlendirilmektedir. Bu konuda örnek
verilecek olursa;
(1)
İstanbul/Mavi Çarşı’nın 1999 yılında yakılması olayı gibi bir çok eyleme
katılan şahıslar, örgüt uzantısı yayın organları vasıtasıyla teşvik edilmiş ve
masum insanların ölümüne neden olmuşlardır.
(2) Bu dokümanının hazırlandığı
günlerde ise; Almanya’da basılan Özgür Politika gazetesinin 23 Eylül 2001 günkü
nüshasına (http://www.ozgurpolitika. com./2001/09/23) bir göz atıldığında;
(a) Terör örgütü sözde başkanlık
konseyi üyesi Murat KARAYILAN adlı teröristin “ABD’yi 19 kişiyle vurdular, biz
(PKK terör örgütü) 10 bin fedaiyiz, eğer şiddet ön plana çıkarılırsa,
karşılığını her yerde veririz” şeklinde tehditkar tavrını ortaya koyması,
(b)
Söz konusu gazetenin verilmek istenen mesajları kitlelere ne şekilde
ulaştırıldığını göstermesi açısından bir örnek teşkil etmektedir.
c.Bazı
Avrupa ülkelerince kültürel yayınlar yaptığı gerekçesiyle yayınına müsaade
edilen, geçmişte Med TV adıyla faaliyet gösteren ve A.ÖCALAN’ın yakalanması
sonrasında Avrupa ülkelerinde baş gösteren şiddet olayları sonucu İngiltere
tarafından yayınına son verdirilen televizyon, bilahare ad değiştirerek;
(1)
Belçika’da Medya TV ve C-TV,
(2)
Danimarka’da ise Mezopotamya TV adı altında 3 ayrı televizyon şeklinde ve
KOPERNIKUS-2 ile HOT BIRD 4-13 Doğu uydusu ile İngiltere ve Danimarka’daki
teknik imkanlardan yararlanarak Türkiye aleyhindeki yayınlarına devam
etmektedir.
d.Terör
örgütünün, söz konusu yayın organlarına uzantısı oluşumlardan elde ettiği
gelirleri transfer ederek illegal yollardan elde ettiği gelirleri de akladığı
gözlenmektedir. Nitekim 1996 yılında PKK ve MED TV’nin kara para aklama
faaliyetlerine ilişkin olarak Belçika’da güvenlik güçlerince başlatılan
Spoutnik Operasyonunun soruşturma aşamasının Ocak 2001 ayı itibarıyla
tamamlandığı, PKK’nın yasa dışı yollarla gelir elde etmesi, çocuk kaçırma,
haraç toplama faaliyetleri nedeniyle konunun 15 Şubat 2001 tarihinde yargıya
intikal ettirildiği öğrenilmiştir.
e.Belçika güvenlik güçlerinin söz
konusu operasyonda elde ettikleri bilgileri paylaşmaktan imtina etmelerinin
yanı sıra, bugün için program içerikleri ile terör örgütüne ait oldukları
açıkça belli olan söz konusu medyakuruluşlarına yayınları şiddet içermediği
gerekçesi ile müsamaha gösterilmeye devam edilmesi dikkat çekmektedir.
f. Söz konusu yayın organlarında,
örgütün geçmişte silahlı unsurlarıiçerisinde yer almış ve örgüt üst yönetimi
tarafından seçilen elemanların görev aldığı bilinmektedir. Bu nedenle söz
konusu teröristlerin PKK terör örgütü sözde başkanlık konseyinin talimatları
doğrultusunda Avrupa ülkelerindeki müzahir kitleleri harekete geçirebilme ve
şiddet içeren eylemlere yönlendirebilme imkanına sahip olmaları göz ardı
edilmemesi gereken bir husus olarak görülmektedir.
5.PKK Terör Örgütünün Avrupa’daki
Finans Faaliyetleri :
a.PKK’nın gerek silahlı, gerekse
siyasi alandafaaliyetlerini sürdürebilmesi ve varlığını devam ettirebilmesi
ekonomik anlamda güçlü olmasına bağlıdır. Bu çerçevede örgütün;
(1) 5.000 civarındaki silahlı
teröristinin; iaşe, barınma ve eğitim gideri ile silah/patlayıcı mühimmat
alımları,
(2)
Avrupa’daki YDK, KUK ve dış ilişkiler birimleri ile bunların uzantısı dernek,
vakıf gibi oluşumlarının propagandaamacıyla gerçekleştirdiği yürüyüş, miting,
gösteri vb. çeşitli etkinlikleri düzenleme faaliyetlerinin finansmanı,
(3) PKK uzantısı söz konusu
kuruluşların sabit giderleri ile yeterli reklam geliri olmadığı görülen Medya
TV başta olmak üzere örgüt yayın organlarının harcamaları önemli ölçüde bir
ekonomik güç gerektirmektedir.
b.Bu kapsamda PKK terör örgütünün
gelir kaynakları olarak:
(1) Örgütün cephe organı olarak
Avrupa’da legal/illegal olarak hemen hemen Türk vatandaşlarının bulunduğu tüm
ülkelerde dernek, vakıf vb. şeklinde yapılanan ve yerel yönetimlerden yardım
alma, zorla aidat toplama, haraç alma, çeşitli etkinlikler düzenleme gibi
faaliyetleri de yürüten YDK’ye bağlı oluşumlar,
(2) Diğer yandan Avrupa’daki örgüte
müzahir kitleleri meslek, din ve sosyal durumlarına göre örgütlü bir şekilde
bir araya getirmek için;
(a) Avrupa’daki Kürt nüfusun sahip
olduğu ekonomik gücü kontrol etmek amacıyla Ocak 2001 ayında PKK kontrolünde
Hollanda’da kurulan ve Almanya merkezli olarak faaliyet yürüten Kürt
İşverenleri Birliği (KARSAZ)’ne üye olan işletmeler,
(b) Dindar kesimi kazanmaya yönelik
örgüt güdümünde kurulan sözde bağış, zekat, kurban derisi, Hac maksadıyla
S.Arabistan’a götürme gibi faaliyetler yürüten Kürdistan İslam Hareketi adlı
oluşum ile,
(c) Uluslar arası alanda tanınma ve bu
yönde insani yardım kuruluşlarından da destek alma yönünde çalışmalar yürüten
sözde Kürt Kızılayı (Heyva Sore Kürdistan) öne çıkan oluşumlar olarak dikkat
çekmektedir.
c.PKK’nın,
gelir kaynakları arasında illegal yollardan elde edilen gelirler kapsamında;
uyuşturucu kaçakçılarının sınır geçişlerinden ve uyuşturucu satıcılarından
alınan paylar elde ettiği gelirlerin en önemli dilimini oluşturmaktadır.
d.Diğer yandan Avrupa ülkelerinde
faaliyet gösteren kuruluşları ve örgüt mensupları tarafından;
(1) Yardım kampanyası, toplantı,
sergi, gösteri adı altında çeşitli aktiviteler düzenlemekte, gönüllü olarak
yardım ve bağışta bulunmayan şahıs ve iş yerlerinden tehdit, şantaj ve gasp
yoluyla finans temin edilmektedir.
(2)
Ayrıca, Avrupa’daki yandaş ve sempatizanlarını kontrolü altındaki yasal dernek
ve kuruluşlara zorla üye yaparak aidat adı altında haraç toplamaktadır.
(3) Mültecilerin mahalli birimlerden
aldıkları maddi yardımların da belli miktarına el konulmaktadır.
(4)
Bu tür etkinliklerden elde edilen gelirler doğrudan örgütün silahlı
unsurlarının ihtiyaçlarına yönelik kullanılmaktadır. Terör örgütünün 2001
yılında Almanya’da düzenlediği bağış kampanyasında 20 Milyon DM’lık bir meblağı
topladığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda;
(a)
Almanya Kürt Dernekleri organizesinde Köln/Mungersdorfer stadyumunda 01 Eylül
2001 tarihinde düzenlenen festivalde 4 milyon DM civarında gelir elde edilmesi,
(b)
Eylül 2001 ilk haftası itibari ile Avupa ülkelerinde temin edilen ve 1.400.000
DM para, 6 adet küçük telsiz, 1 adet alıcı, 1 adet uydu telefon, 1 adet PC’nin
bir partide İran üzerinden teröristlere ulaştırılması yönünde alınan bilgiler
en son örnekler olması açısından dikkat çekmektedir.
e.Diğer
taraftan, PKK terör örgütü mensuplarınca Bulgaristan ve Romanya’dan transit
geçiş yapan Türk TIR araçlarının sürücülerine ve şirketlerine yönelik tehditle
para toplama faaliyetlerinin sürdürüldüğü gözlenmektedir. Romanya, söz konusu
faaliyetler açısından örgütün Balkanlar’daki merkezi olarak dikkat çekmektedir.
f.
PKK terör örgütünün kara para aklama faaliyetlerini; İsviçre, İngiltere/Jersey
Adası, İsveç, Belçika, Danimarka ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nde
bulunan bankalardan paravan vakıflar yoluyla gerçekleştirmektedir.
6.PKK
terör örgütünün “İnsan Kaçakçılığı” faaliyetlerindeki rolü:
a.Halihazırda Avrupa kamuoyunda
güncelliğini koruyan insan kaçakçılığı faaliyetleri, Türkiye’de ve uluslar
arası düzeyde alınan değişik tedbirlere rağmen, engellenemeyen bir organize suç
eylemi olma özelliğini devam ettirmektedir.
b.Terörist kimliğinin yanı sıra insan
kaçakçılığı alanında yürüttüğü faaliyetlerle de organize bir suç örgütü olarak
karşımıza çıkan PKK terör örgütü;
(1) Faaliyet gösterdiği Türkiye’nin
yanı sıra İran ve Irak gibi ülkelerde bulunan şahısları iş bulma, yardımcı olma
gibi vaadlerle Avrupa ülkelerine illegal yollardan gitme yönünde teşvik
etmekte, İnsan kaçakçılığı şebekelerince Avrupa’ya getirilen kitlelere sahip
çıkmak görüntüsü altında bu insanlara ideolojik eğitim vererek hem kadrolarını
genişletme imkanı bulmakta, hem de mültecilere devletler ve insani yardım
kuruluşları tarafından sağlanan maddi imkanlardan pay almaktadır.
(2) Bu arada Avrupa ülkelerine illegal
yollardan gönderilen şahıslara “Mülteci” görüntüsü verilmekte, bu amaçla anılan
şahıslara, iltica taleplerini geçerli kılacak tarzda sahte belgeler
düzenlenmektedir. Bahse konu belgeler genellikle “Kaçak şahısların Türkiye’de
yakalandığı takdirde siyasi faaliyetlerinden dolayı cezalandırılacağını”
belirtir mahiyette olmakta ve konunun bazı Avrupa basın-yayın organlarına da bu
şekilde yansıtıldığı gözlenmektedir.
(3) PKK tarafından, insan kaçakçılığı
faaliyetlerinin önem taşıyan diğer biryönü ise; bazı Avrupa basın organlarında
yer aldığı şekilde, gemilerle İtalya ve Fransa kıyılarına bırakılan
mültecilerin durumu gibi konularla, sınır dışı edilen şahısların geri
gönderilmeleri durumunda idam edilecekleri, ceza evlerinde kötü muameleye tabi
tutulacakları gibi hususların, insan haklarına duyarlı Avrupa kamuoyuna yönelik
olarak Türkiye aleyhtarı propaganda materyali olarak kullanılmasıdır.
7.PKK Terör Örgütünün Eğitim
Faaliyetleri :
a.PKK terör örgütü, bazı Avrupa
ülkelerinde örgütün ideolojisi doğrultusunda hareket edecek insanlar
yetiştirmek için eğitim alanında da bir takım faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu
kapsamda;
(1) PKK terör örgütünün Avrupa’da
bulunan Kürt Kültür Derneği, Kürdistan Kültür Merkezi (CCK), Kürdistan
Öğrenciler Birliği(YXK) gibi oluşumları vasıtasıyla, Kürtçe dil eğitimi adı
altında düzenlediği kurs, seminer, konferans gibi etkinliklerde gerçek
amacının, kitleleri kendi ideolojisi doğrultusunda eğitmek amaçlı olduğu
gözlenmektedir.
(2) İnsanların duygularını istismar
ederek yapılan bu faaliyetler sonucunda, etkilenen şahıslar; Almanya/Berlin,
Hollanda/Arnheim, Fransa/Grenoble İsviçre/Uri de örgütün gençlik yapılanması
“Kürdistan Gençler Birliği-YCK” tarafından sözde gençlik kampı adı altında
açılan kamplarda ideolojik eğitimlerini geliştirmekte ve müteakiben küçük
gruplar halinde GKRY ve Ermenistan üzerinden eğitim almak üzere Irak
kuzeyindeki kamplara aktarılmaktadır. Örnek olmak üzere söz konusu kamplardan
Hollanda/ Arnheim’da Şubat 2001 ayı içerisinde yaklaşık 80-100 kişinin katılımı
ile gerçekleştirilen eğitim faaliyeti, katılan şahısların sayısı itibari ile
dikkat çekmektedir.
b.Sonuç olarak; PKK’nın yan
kuruluşları tarafından bulunulan ülkenin hukuki mevzuatına uygun olarak
yürütülüyor görünen bu tür faaliyetler, terör örgütü PKK’nın güdümünde
gerçekleştirilmekte ve örgüt bu yolla taban genişletme ve eleman temin etme
imkanı bulmaktadır.
8.PKK Terör Örgütünün Avrupa
Ülkelerindeki Faaliyetleri :
a.Almanya :
(1)
Yaklaşık 2 Milyon Türk vatandaşının yaşadığı Almanya’da 50-70 bin arasında
değişen müzahir bir kitleye sahip olduğu kıymetlendirilen PKK terör örgütü;
Almanya’nın, 1993 yılında PKK’ya koyduğu yasağa rağmen, örgütün faaliyetleri;
Merkezi Düsseldorf’ta bulunan Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM)’u
güdümündeki 189 oluşum (Dernek, halk merkezi, kültür merkezi, dayanışma
merkezi, enformasyon merkezi, enstitü, birlik vb.) vasıtasıyla sürdürülmektedir.
(2)
PKK terör örgütü yayın organı Özgür Politika gazetesi Ağustos 1995 yılındanbu
yana Frankfurt kentinde Türkçe günlük gazete şeklinde yayınlanmaktadır. Söz
konusu gazetenin aynı zamanda İnternet ağındada Web sayfası bulunmaktadır.
Bunun yanında örgütün yayın organları
olan Serxwebun ve Kürdistan Report adlı dergilerle birlikte toplam
13 dergi ve gazete PKK güdümünde sürdürdüğü yayınlarla tabanını
genişletmektedir.
(3)
Örgüt Almanya’da; gösteri yürüyüşleri, mitingler, festival ve geceler
düzenleyerek örgütsel propaganda faaliyetlerinde bulunmaktadır. Söz konusu
faaliyetlerin icrasında PKK’yı simgeleyen pankartlar ve semboller taşınmasına
rağmen, güvenlik güçlerince müdahale edilmediği ve hatta bazı yerel
yönetimlerden de destek gördüğü gözlenmektedir.
(4) Düzenlenen etkinliklerde zorla
dergi satma, haraç alma, aidat ve bağış toplama gibi faaliyetlerin yanı sıra,
uyuşturucu madde kaçakçılığı yapma ve Almanya’ya Türkiye’den para karşılığında
kaçak işçi sokarak gelir getirici faaliyetlerde de bulunulmaktadır.
(5)
Alman Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) mensubu bir kısım milletvekili
tarafından, PKK mensupları ve oluşumları ile ortak toplantılar düzenlenmekte ve
örgütün muhtelif toplantıları için resmi izin alınmasına yardımcı olunmaktadır.
Ayrıca,
terör örgütüne Yeşiller, Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) ve Sosyal Demokrat
Parti (SPD)’ye mensup bazı Milletvekillerince parti politikasının dışında
destek sağlandığı gözlenmektedir.
(6)
Diğer yandan aralarında Medico Internatıonal, Hannover Çağrısı, Uluslar arası
Af örgütü, Kızılhaç örgütü, Alman Sendikalar Birliği gibi sivil toplum
örgütleri örgüt yandaşı oluşumların düzenledikleri etkinliklere iştirak ederek,
örgütün görüşleri doğrultusunda Türkiye aleyhtarı demeçler vermekte ve yanlı
raporlar düzenleyerek, bu yolla PKK terör örgütüne destek vermektedirler.
(7)
Örgütün, 31 Mayıs 2001 tarihinden itibaren Avrupa’da başlattığı Kimlik
Bildirimi kampanyasında Alman yetkililer, yasaklı bir terör örgütüne mensup
olduklarını ifade eden kitle karşısında çelişkiye düşmüşler ve hatta bu örgüte
mensup olduklarını beyan edenlere herhangi bir işlem de yapmamışlardır. Bu
kapsamda özellikle;
(a)
Brendenburg Bölgesi (Berlin, Potsdam)’nde; Eyalet İçişleri yetkililerinin;
PKK’nın yasaklı olduğu bir ülke olmasına rağmen, yasalara uydukları sürece
örgüt yandaşlarının eylemlerini devam ettirebileceklerini, engellemelerde
bulunulmayacağını ve kendilerine verilen söz konusu dilekçeleri kabul ederek
inceleyeceklerini belirttikleri tespit edilmiştir.
(b) Aşağı Saksonya Bölgesi (Hamburg,
Bremen, Hannover)’nde; genelde eyalet yetkililerinin örgütün söz konusu
eylemlerine karşı mücadeleci bir tavır almadığı gözlenmiştir.
(8) Sonuç
olarak;
(a)
Almanya’da PKK terör örgütü ile ilgili olarak, Federal Hükümet ile Eyalet
yönetimleri arasında zaman zaman farklı görüşler dile getirilmekle birlikte,
genel olarak yönetimin, PKK tarafından ülkelerinde başvurulabilecek şiddet
eylemlerini önlemek gayretinde olduğu görülmektedir.
(b)
Federal Hükümet, PKK terör örgütünü yasaklamasına rağmen, örgüt tarafından
özellikle son dönemde organize edilen festival görünümündeki faaliyetlerine
örgütün çeşitli bahanelerle canlandırdığı şiddet eylemlerini önleyebilmek için,
tavizkar davranmaktadır. Bu çerçevede;
(I)Almanya’da
PKK yasağının göstermelik olarak kaldığı ve PKK’nın değişik isimler altında,
örgütlenen dernek, vakıf gibi oluşumları vasıtasıyla faaliyetlerini rahatlıkla
sürdürdüğü,
(II)
PKK faaliyetleri açısından Almanya’nın Avrupa’nın merkezi olma özelliğini
sürdürdüğü,
(III)PKK yandaşı kişi ve kuruluşların
bazı siyasi partiler ve kurumlar tarafından siyasi muhatap olarak kabul
edildiği değerlendirilmektedir.
b.Avusturya :
(1) PKK terör örgütü diğer Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi Avusturya’da da sözde sosyal ve kültürel amaçlı
dernekler maskesi altında örgütlenmiştir.
(2) Terör örgütü Avusturya’da; Kürt
Dernekleri Federasyonu (FEYKOM)’nu güdümünde 9
dernek ve birlik vasıtasıyla faaliyet göstermektedir.
(3)
Söz konusu oluşumların bünyesinde faaliyet gösteren terör örgütü mensupları ve
1500 kadar sempatizanının Avusturya’da zorla para toplama, bildiri dağıtma,
afiş asma eylemleri ile propaganda faaliyetlerini devam ettirdiği
gözlenmektedir.
(4) Avusturya’da faaliyet gösteren
diğer terör örgütleriyle birlikte PKK ve özellikle yan kuruluşlarının;
Avusturya Sosyalist Partisi (SPO) ve bu partinin bir yan kuruluşu olan Renner
Enstitüsü ile Yeşiller ve Avusturya Komünist Partileri ile ilişki içinde
bulundukları gözlenmektedir.
(5) Avusturya’da; terör örgütü
güdümündeki Kürt Dernekleri tarafından kimlik bildirim başvurusunun Meclis
Başkanı tarafından kabul edilip konu ile ilgili inceleme yapılacağının
belirtilmesi, ayrıca, Parlamento önünde gerçekleştirilen gösteri sonrasında
toplanan başvuru dilekçelerinin Parlamento görevlilerine teslim edildiği
yönünde alınan bilgiler, bir terör örgütüne mensup olduğunu beyan eden
şahısların muhatap alınması açısından dikkat çekmektedir.
c.Belçika :
(1) 1994 yılı içinde terörist başının
talimatı ile Belçika, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Avusturya, Fransa, Almanya,
İsveç ve İngiltere’de faaliyet gösteren Kürt derneklerinin üst organı olan
“KON-KURD”, KNK-KUK ve Medya TV’nin merkezi Belçika’dadır.
(2) KON-KURD kendisine bağlı 9
federasyon ve alt kuruluşları vasıtasıyla;
(a) Kürt kimliğinin tanınması için
çaba harcamakta,
(b) Avrupa genelinde yapılan yürüyüş,
gösteri, miting, açlık grevi gibi faaliyetlerin organizesi yapılmakta ve
örgütün propagandasını yapmaktadır.
(3) PKK terör örgütü Belçika’da; Kürt
Dernekleri Federasyonu (FEK-BEL); güdümündeki 11
dernek, 2 birlik, 1 spor kulübü ve 1 merkez ile faaliyetlerini yürütmektedir.
Bu derneklerin;
(a) Doğrudan FEK-BEL’intalimatları
çerçevesinde çalıştıkları,
(b) Örgüt adına Belçika’da
gerçekleştirilecek gösteri, yürüyüş, miting, açlık grevi, imza kampanyası,
bildiri dağıtma ve afiş asma gibi faaliyetleri yerine getirdikleri
bilinmektedir.
(4) Diğer yandan örgüte sağlanan
destek kapsamında;
(a)
Hıristiyan Demokrat Parti üyesi bazı parlamenterler tarafından, sözde “Kürt
sorunu” konusunda hazırlanan karar tasarılarını Temsilciler Meclisi Genel
Kurulunun gündemine getirilerek destek verildiği gözlenmektedir.
(b)
Belçika yetkilileriyle gerçekleştirilen temaslarda, Belçika’daki PKK faaliyetlerinin
engellenmesi önemle vurgulanmakla birlikte;
(I)Kültürel
yayınlar yaptığı gerekçesiyle yayınına müsaade edilen, geçmişte Med TV adıyla
faaliyet gösteren ve terörist başı A.ÖCALAN’ın yakalanması sonrasında Avrupa ülkelerinde
baş gösteren şiddet olayları sonucu İngiltere tarafından yayınına son
verdirilen televizyon,
(II)
Bilahare isim değişikliğine giderek ve MED-TV’nin Brüksel yakınlarındaki
Denderleeuw kasabasında bulunan stüdyolarını kullanarak, yayınlarını Medya TV
olarak sürdüren kuruluş tarafından kullanılmaktadır.
Örgütün,
geçmişte olduğu gibi bugün de mensuplarına yönelik eylem ve etkinlik düzenleme
talimatları söz konusu yayın organlarında yapılan programlar vasıtasıyla
verilmekte ve örgüt yandaşları yönlendirilmektedir.
(c)
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Denderleeuw’daki stüdyonun faaliyette
bulunmadığını ileri sürmektedirler. Ancak, istihbarat bilgileri MEDYA TV için
hazırlanan programların bir kısmının Denderleeuw’daki stüdyoda
gerçekleştirildiği yönündedir. Ayrıca, Liege’deki bir Belçika şirketinin de
MEDYA TV programlarının transferine aracılık ettiği yönünde bilgiler mevcuttur.
(d)
Diğer taraftan, Brüksel Kürt Enstitüsü tarafından Avrupa Birliği, Türkiye ve
Kürtler konulu düzenlenen bir toplantıda Belçika Temsilciler Meclisi ve
Voülks-Uni partisi üyesi bir parlamenterin yaptığı konuşmada, Kürt sorununun
Avrupa’nın gündeminden düşmemesi gerektiğini belirttiği öğrenilmiştir.
(5) Son dönemde ise, FEK-BEL
tarafından Belçika’da düzenlenen kimlik bildirimi eylemi kapsamında toplanan
başvuruların Parlamento yetkililerine verilmesi, bazı Belçikalı yetkililerin
PKK’yı bir terör örgütü olarak görmediğini göstermesi açısından dikkat
çekmektedir.
d.Fransa :
(1) PKK terör örgütü güney ve kuzey
eyaletleri şeklinde yapılandığı Fransa’da, “Kürt Dernekleri Federasyonu
(FEY-KA)” adı altında teşkilatlanmıştır. Söz konusu federasyon;
derneklerve birlikler halinde 11 kadar oluşumun faaliyetlerini
yönlendirmektedir.
(2) Bu arada, görünürdeki amacı Kürt
kimliğini uluslar arası ortamda canlı tutmak ve kabul ettirmekolan “ParisKürtEnstitüsü”
ise,PKKterörörgütü ile dolaylı olarak bağlantılı legal alanda faaliyet gösteren
bir oluşumdur.
(3) PKK terör örgütünün Fransa’da;
(a) Tehditle para toplama, bildiri
dağıtma ve afiş asma, örgüte eleman kazandırma, gösteri yürüyüşleri gibi
etkinliklerin yanı sıra,
(b) Başta uyuşturucu madde kaçakçılığı
olmak üzere diğer gelir getirici faaliyetlerde bulunmaktadır.
(4) PKK terör örgütü Avrupa sorumlusu
Ali Rıza ALTUN adlı terörist, halen Fransa'da ikamet etmekte ve iltica
başvurusunun reddedilmesi üzerine müracaat ettiği Temyiz Mahkemesi’ndeki
davanın sonuçlanmasını beklemektedir. Söz konusu teröristin bu ülkede oturma
süresi Temmuz 2001 ayı itibarıyla dolmasına rağmen, temyize gittiği
gerekçesiyle halen Fransa’da örgütsel faaliyetlerde bulunması dikkat çekmektedir.
(5) Ali Rıza ALTUN adlı teröristin de
katıldığı PKK terör örgütü üst düzey toplantılarının çoğunun Fransa’da
gerçekleştirildiği, alınan bilgilerden anlaşılmaktadır.
(6) Son dönemde ayrıca;
(a) PKK organizesi ile Mayıs 2001
ayından sonra başlatılan Kimlik Bildirim kampanyasında; Fransa Demokratik
Birliği Partisi (YDF)’nden bazı partililerin, ben PKK’lıyım diyen şahıslara ve
gerçekleştirdikleri eylemlerine olumlu bakmaları,
(b) PKK yandaşı derneklerce yapılan
gösteri başvurularına yerel yönetimlerce izin verilmesi,
(c)
Bir Kürt heyetinin kimlik bildirim başvurularını vermek üzere Strasbourg
Valiliği tarafından kabul edilmesi, terör örgütü olarak tanımlanan PKK’nın
muhatap alınması açısından önem arz etmektedir.
e.Hollanda :
PKK terör örgütünün; Hollanda Kürt
Dernekleri Federasyonu (FED-KOM) güdümünde 11 dernek,
4 birlik ve 3 merkez ile Hollanda’da faaliyet göstermektedir.
(1) Masum ve mağdur rolü oynayarak
kamuoyu oluşturup ihtiyacı olan siyasi ve finans desteğini kazanmaya
çalışmaktadır.
(2) Türkiye aleyhtarı faaliyetlerini;bildiri
dağıtma, afiş asma ve gösteri yürüyüşleri ile devam ettirmekte, bu ülkedeki
vatandaşlarımızdan zorla para toplanmaktadır.
(3) Örgütün üst düzey toplantıları
gerçekleştirilmekte ve Heerbug civarında “Spor Eğitim Merkezi veya Çiftlik Evi”
görünümündeki “Eğitim kampı”nda Avrupa ülkelerinden toplanan sempatizan
gençlere dönemler halinde özellikle ideolojik eğitim verilmekte ve terör
örgütünün silahlı kanadına eleman kazandırılmaktadır.
(4) Hollanda’da; PKK uzantısı
kuruluşlarca düzenlenen Kimlik Bildirim kampanyasında; terör örgütü mensubu
olduklarını beyan eden şahısların yazılı başvurularının Parlamento Temsilciler
Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu tarafından kabul edildiği ve referans olarak
muhafaza edileceğinin bildirildiği tespit edilmiştir.
f. İngiltere :
(1) PKK terör örgütü İngiltere’de;
Kürt Dernekleri Federasyonu (FEK-BİR) kontrolündeki 9
dernek, 3 birlik, 1 komite ve 2 büro ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
(2) Örgütün, çoğu Londra’da olmak
üzere 5 bin Kürt asıllı sempatizanı ile 50 kadar teröristi İngiltere’de
bulunmaktadır.
(3) Örgüt İngiltere’de, Türk
vatandaşlarından zorla para toplama faaliyetlerinin yanı sıra, güdümündeki
legal oluşumlar tarafından planlanan muhtelif projelere yerel yönetimlerden
sağlanan maddi desteği, örgütsel faaliyetlerinde kullanmaktadır.
(4) İngiltere’deki Kürdistan İşçi
Derneği Merkezinde, örgüt tarafından kandırılan gençlere eğitim verilmekte,
müteakiben örgütün K.Irak’taki kamplarına gönderilmektedir. Ayrıca, örgütün
kadın yapılanması olan Özgür Kadınlar Partisi (PJA) tarafından haftada 2 gün
kadınlara yönelik olarak Londra Halkevi’nde ideolojik eğitim verilmekte ve
örgüte eleman temin edilmektedir.
(5) İngiltere’nin; 2001 yılında terör
örgütünü yasaklı örgütler listesine almasına rağmen; PKK’nın uzantısı
kuruluşları vasıtasıyla gerçekleştirdiği çeşitli sosyal etkinliklere müsamaha
ile yaklaştığı ve bu yolla yapılan propaganda ve gösterilere müdahale etmediği
izlenmektedir.
(6) Son dönemde Kimlik Bildirim
kampanyası kapsamında İngiltere’de örgüt tarafından düzenlenen eylemlerde;
(a) Ben de PKK’lıyım diyerek yetkili
makamlara başvuruda bulunan şahısların yaptığı eylemlere gösterilen müsamahakar
tavırların yanı sıra,
(b) İngiltere’de faaliyet gösteren
Kürt Dernekleri Federasyonu’nun; PKK ile ilgili yasağın kaldırılması konusunda
İngiltere İçişleri Bakanlığı’na yaptığı başvuruların, anılan Bakanlık
tarafından kabul edilerek cevabi bir yazı gönderildiği ve kimlik bildirimi
kampanyasının Liberty adlı NGO tarafından desteklendiği yönünde alınan bilgiler
dikkat çekmektedir.
g.İsviçre :
(1) PKK terör örgütü İsviçre’de; Kürt
Dernekleri Federasyonu (FE-KAR) adlı uzantısı kontrolündeki 20
dernek, 5 birlik ve Lozan Kürt Enstitüsü ile faaliyetlerini yürütmektedir.
(2) PKK’nın İsviçre’deki merkezi
Basel’de olup, İsviçre’deki faaliyet alanı Basel, Bern ve Zürih olmak üzere üç
bölgeye ayrılmıştır. Bern, Zürih ve Basel’de hizmet büroları mevcuttur.
(3) PKK İsviçre sorumluları;
(a) Dernekler vasıtasıyla bu ülkedeki
yandaşlarına örgütsel faaliyetler için aktivite kazandırmak amacıyla, görünürde
kültürel etkinlik adı altında ideolojik eğitim verilmekte,
(b) Ayrıca, PKK uzantısı derneklerin
İsviçre nezdinde resmileştirilmesi ve kurumsallaşmanın gerçekleştirilmesi
yönünde üye sayılarının artırılmasına çalışarak, Kanton Yönetimlerine
iletilecek çok sayıda üye kayıt listesi ile İsviçre Hükümeti’nden daha fazla
maddi yardım almaya çalıştıkları yönünde alınan bilgiler, örgütün bu ülkenin
yasal düzenlemelerini kendi amaçları doğrultusunda istismar gayreti olarak
görülmektedir.
(4) Son dönemde ise İsviçre’de; Kimlik
Bildirim kampanyasında yapılan gösterilere sol fraksiyonlar, yerel yönetimler,
kanton idareleri ve sivil toplum örgütleri tarafından destek verildiği, FE-KAR
tarafından üç defa Bern’deki Dışişleri Bakanlığı’nda görevli bir memura çok sayıda
imzalı kimlik bildirim dilekçelerinin verildiği öğrenilmiştir.
h.İtalya :
(1) PKK terör örgütü mensupları
İtalya’da; İtalya Kürt Demokratik Halk Birliği (YDK) bürosu vasıtasıyla
faaliyetlerini yürütmektedir. Söz konusu oluşumun yanı sıra; 3
dernek, 2 büro ve 1 komite ile bu ülkede propaganda amaçlı
faaliyetler yürütmektedirler.
(2) Bu faaliyetleri Azad-Kürtlere
Destek Derneği, Toscana ve Ancona Belediye Meclisleri gibi bir kısım aşırı sol
görüşlü sivil toplum örgütü ve yerel yönetimlerce çeşitli zamanlarda Türkiye
aleyhtarı konferans, toplantı, seminer gibi etkinlikler düzenlenerek terör
örgütüne destek sağlanmaktadır. Bu kapsamda;
(a) Eylül 2001 ayı içerisinde “Kürt
Milleti için Büyük Kongre” adıyla düzenlenen seminere İtalyan Demokrat Sol
Partisi ve “ARCI” olarak adlandırılan Hristiyan dini örgütün destek verdiği,
(b) PKK uzantısı oluşumlar ve İtalyan
Komünist Partisi milletvekillerinin koordinesinde 16 Şubat 2001 tarihinde “Kürt
Sorunu” konulu bir konferans düzenlendiği,
(c) Demokrasi için Araştırma ve İnceleme
Merkezi (CRED) ve Uluslar arası Demokratik Hukukçular Derneği (IADL) tarafından
17-18 Şubat 2001 tarihlerinde Roma’da; PRC Vilayet Meclis Grubu ve PRC Ascona
Federasyonu’nun organizesinde 27 Ocak 2001 tarihinde Ascona Vilayet binasında
düzenlenen toplantılara; PKK terör örgütü uzantısı Kürdistan Enformasyon Bürosu
sorumlusunun konuşmacı olarak davet edildiği,
(d) Roma’da “El Trımondı Enternasyonal
Örgütü” tarafından düzenlenen “Kürt milleti için büyük kongre” adlı seminerde;
İtalyan Demokrat Sol Parti Başkanı ve anılan kuruluşun başkanının İtalya’da
Eylül 2001 ayı içerisinde Uluslar arası Kürt Konferansı toplanması konusunda
girişimleri olduğunu açıkladıkları,
(e) İtalyan milletvekili Risari
GİANNİ’nin kaleme aldığı “Kürt kültürel değerlerine yönelik öneri teklifi”
konulu doküman terör örgüt uzantısı sözde Kürt Ulusal Kongresi üyeleri
tarafından 25 Ocak 2001 tarihinde Fransa/Strasbourg’ta gerçekleştirilen Avrupa
Karma Parlamenterler Meclisi (AKPM) dönem toplantısında Sekreterya’ya iletilmiş
ve başta İtalya olmak üzere Almanya, Fransa, Yunanistan, İngiltere, Belçika ve
Ukrayna milletvekilleri tarafından imzalandığı,
(f)İtalyan milletvekillerinin
girişimleriyle 16 Şubat 2001 tarihinde Roma’da düzenlenen “Uluslar arası Kürt
sorunu” adlı konferansa terör örgütü güdümündeki sözde Kürt ulusal kongresi
başkanı ile ÖCALAN’ın avukatı İrfan DÜNDAR’ın katıldığı öğrenilmiştir.
(3) Bazı İtalyan yerel yönetimleri ve
partilerin PKK uzantısı oluşumların faaliyetlerini destekledikleri, bu
bağlamda;
(a) Güney İtalya Martana
Belediyesi’nin PKK güdümünde faaliyet göstermesi gerekçesiyle kapatılan eski
Demokrasi Partisi Milletvekili ve terör örgütünden direkt talimatlar aldığı
yargı yoluyla da ortaya konan Leyla ZANA’ya “Onursal Vatandaşlık” payesi
verdiği,
(b) İtalya/Toscana Bölge Meclisinin 31
Ocak 2001 tarihli oturumunda Türkiye aleyhtarı iki önergenin kabul edildiği,
(c) Sardunya
Adasında bulunan Koartusan Elena Belediyesinin, kentte bulunan bir parka 17
Aralık 2000 tarihinde “Kürt Halk Parkı” adını verdiği,
(d) Frenze Bölge
Meclisi’nin, terörist başı ÖCALAN’ın idamı kararının engellenmesi, Kürtlere
bazı siyasi haklar ve “Toprak” verilmesi yönünde karar aldığı,
(e) Floransa
Belediye Meclisi tarafından 30 bin masum insanın katili A.ÖCALAN’a “Fahri
Hemşehrilik” ünvanı verilmesi konusunda bazı çevrelerce kamuoyu oluşturulmaya
çalışıldığı,
(f)Sözde Sürgünde
Kürdistan Parlamentosu 29-30 Eylül 1998 tarihlerinde İtalyan Parlamento
binasında toplanmış ve söz konusu toplantının Komünist Yeniden Kuruluş Partisi
(PRJ) milletvekilleri Ramon MONTAVANİ ve Walter de CESARIS’ın başını çektiği 14
parlamenter tarafından desteklendiği ve 1 Ekim 1998 tarihinde parlamentoda
düzenlenen basın toplantısında PKK uzantısı sözde Sürgünde Kürt Parlamentosuna
taahhütlerini içeren bir not dağıtıldığı,
Ayrıca, söz
konusu milletvekillerinin de içinde bulunduğu 80 parlamenterin “Terörist başı
ÖCALAN’ın idamdan kurtarılması için” Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
(AGİT) ile Avrupa Birliği Helsinki Zirvesi’nde gündeme alınması için Hükümete
çağrıda bulunduğu,
Yine anılan PRJ
milletvekillerinin 25 Haziran 2000 tarihinde Almanya/Düsseldorf’ta PTÖ
tarafından düzenlenen gösteriye iştirak ettiği,
(g) İtalyan
Senatosunda 5 Mayıs 1999 tarihinde düzenlenen bir oturumda Senato Başkan
Yardımcısı Ersilia SALVATO (DS) ve Yeşiller grubu tarafından hükümete sunulan
iki önergede “Terörist başı ÖCALAN’ın idamının önlenmesi ve Türkiye’nin AB’ye
üyeliğinin insan haklarına saygıya bağlı kılınması” kararlarının çoğunlukla
kabul edildiği,
(h) Dönemin
Başbakan Yardımcısı Sergio MATTARELLA (PPI) 30 Haziran 1999 tarihinde Yeşiller
grubu başkanı tarafından sunulan soru önergesine cevaben “İtalyan Hükümeti,
ÖCALAN’ın hayatını kurtarmak için Türkiye’ye her türlü baskıyı yapacaktır”
açıklamasını yaptığı,
(ı)Roma Belediye
Meclisi terörist başı ÖCALAN’ın tutukluluk koşullarının düzeltilmesi yönünde
aşırı sol gruplarca verilen bir önerinin gündeme alınmasını oy birliği ile
kabul ettiği öğrenilmiştir.
(4) Terörist başının İtalya’da kaldığı
dönemde ve müteakiben yoğun bir şekilde İtalya’ya yönelik sürdürülen yasa dışı
göç olayı sonucu sözde Kürt sorunu İtalyan kamuoyunun ilgi alanına girmiş, PKK
konusu sıkça tartışılmaya ve örgüt yanlısı çevrelerce istismar edilerek,
Türkiye’ye baskı uygulanmaya çalışılmıştır.
(5) Bu arada, terörist başının
İtalya’da ikameti esnasında önemli şahsiyetlere uygulanan prosedürün
uygulanması ayrıca dikkat çekmiştir.
(6)
Son olarak “Kimlik Bildirim Kampanyası” kapsamında: İtalya’da örgüt
yandaşlarınca Meclis ve Başbakanlık binaları arasında toplanan imzaların
Başbakanlık memurlarına teslim edildiği öğrenilmiştir.
(7) Ayrıca terörist örgütün, özellikle
Türkiye’nin Doğu ve Anadolu bölgesinde kırsal kesimde döşediği mayınların, bir
çok insanımızın sakatlanmasına veya hayatını kaybetmesine neden olduğu, bu
kapsamda ele geçirilen mayınlar incelendiğinde, çoğunluğunun İtalyan
menşeili mayınlar olması dikkat çekmektedir.
ı.Yunanistan :
(1) PKK terör örgütü Yunanistan’da;
Balkan ülkelerindeki faaliyetlerini yönlendirmek üzere merkezi Atina'da bulunan
“YDK Balkanlar ve Yunanistan Temsilciliği”ne bağlı; YDK büroları, dayanışma
komiteleri ve kültür merkezleri adı altında 10 kadar kuruluşu ve Yunanca
basılan yayın organları ile faaliyet göstermektedir.
(2)
Terörist başının; Suriye'den ayrıldıktan sonra üç kez Yunanistan'a gitmesi,
yakalandığında Kenya'daki Yunan Büyükelçilik binasında gizlenmesi, üzerinde ise
Güney Kıbrıs Yönetimi tarafından verilen gazeteci Lazaros MAVROS adına
düzenlenmiş sahte bir pasaport çıkması dikkat çekicidir.
(3) Bu arada;
(a)
Yunan Parlamentosu’nun, 157 milletvekili imzalı bir mektupla 30 bin masum
insanın katili terörist başı A.ÖCALAN’ın
İtalya’da bulunduğu sırada ülkesine davet etmesi,
(b) Özellikle 1998 yılı öncesinde;
Yunan Devlet adamlarının PKK terör örgütü elemanlarını Yunanistan'da
kabul ederek görüşmeler yapması, Yunanlı Milletvekilleri ve Emekli
Generallerinin Lübnan/Bekaa’daki örgüt kamplarına kadar giderek terör örgütüne
siyasi ve psikolojik destek sağlaması,
(c) Yunanlı Amiral Naksakis’in
beraberinde 2 kurmay subayla birlikte 24 Nisan 1997 tarihinde Irak/ Zap
bölgesine gelerek teröristlere eğitim vermesi,
(d) 5 Yunan Milletvekilinin PKK terör
örgütünün Atina sorumlusu ile birlikte Yunan ve sözde örgüt bayrağının
bulunduğu bir ortamda müşterek basın toplantısı yapması,
(e) PKK terör örgütü tarafından Nevruz
kutlamaları adı altında 21 Mart tarihlerinde düzenlenen faaliyetlere Yunan
resmi makamlarının katılması,
(f)Olimpia, Kalavrita ve Lefkasi
belediyelerinin terörist başı A.ÖCALAN’a fahri hemşehrilik unvanı vermesi gibi
basın yayın organlarına kadar yansıyan bilgi ve belgeler terörizme verilen
desteği açıkça göstermektedir.
(4) Ayrıca, örgüt mensupları,
Yunanistan’da patlayıcı madde ve orman yangınları konusunda eğitim gördükten
sonra Türkiye’ye metropollere yönelik eylemler için gönderilmekte, masum
sivillere yönelik eylemler gerçekleştirmektedir.
(5) PKK’nın Yunanistan’daki
unsurlarının; Atina civarındaki Lavrion Mülteci Kampında barındıkları ve
ideolojik eğitim almaya devam ettikleri yönünde bilgiler alınmaktadır. Söz
konusu kampın, Yunanistan Kamu Düzeni Bakanlığına bağlı olduğunu belirten BM
Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’nin ilgili yazıları Yunanistan'ın
PKK terör örgütüne desteğini belgeleyen fotoğraflar ve belgeler’dedir.
Ayrıca, Lavrıon Kampının idari olarak
Yunanistan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı ve denetimi altında
olduğunu belirten 20 Ekim 1999 tarihli Yunanistan Cumhuriyeti’ne ait Resmi
Gazete Yunanistan'ın PKK terör örgütüne desteğini belgeleyen
fotoğraflar ve belgeler’de sunulmuştur.
(6) Anılan kampların örgüte sağladığı
lojistik kolaylıkların yanı sıra, propaganda maksatlı sağlanan imkanlar,
örgütün güçlenmesine neden olmaktadır.
(7) Lavrion Mülteci Kampı’nda bulunan
kaçak Kürt orijinli şahısların, Avrupa ülkelerine geçişlerinin, Atina’da
faaliyet gösteren PKK mensuplarının organizesinde gerçekleştirildiği, kaçak
mültecilerin Patra YDK bürosu himayesinde İtalya’ya gitmelerine yardımcı
olunduğu, örgütün illegal insan kaçakçıları ile iş birliği içinde olduğu
gözlenmektedir.
j.Bulgaristan :
(1) Bulgaristan’da faaliyet gösteren
örgüt mensuplarının Atina’daki YDK Balkanlar Temsilciliğine bağlı olarak; 3
dernek, 1 kültür evi, 1 komite ve 1 merkez ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
(2) Bu kapsamda terör örgütü
Bulgaristan’da;
(I)İllegal olarak tesis ettiği örgüt
evleri ve çeşitli ticari işletmeler vasıtasıyla, örgütün Avrupa bağlantılı
militan geçişlerine kolaylık sağlamakta,
(II) Bulgaristan’daki Türk
işadamlarından ve bu ülkeden geçmekte olan TIR’lardan tehditle para toplamakta,
bu ülkedeki organize suç örgütleri ile iş birliği içerisinde başta uyuşturucu
madde kaçakçılığı olmak üzere illegal faaliyetler yoluyla gelir temin etmekte,
(III)Çıkardığı “Kürdistan Dergisi”
vasıtasıyla örgütsel propagandasını yapmaktadır.
(IV) Yine, “Yurtsever Kürt Öğrencileri
Birliği” ile “Kürt Hemşehri Derneği” gibi legal görünümlü oluşumlar, PKK yan
kuruluşu olarak faaliyetlerine devam etmektedir.
(3) Bazı Bulgaristan Sosyalist Partisi
mensupları da, terör örgütünün Bulgaristan'daki bütün etkinliklerine katılmakta
ve faaliyetlerini desteklemektedirler.
k.Romanya :
(1)
PKK terör örgütünün Romanya’da aktif olarak faaliyet gösteren 100-150 kadar
mensubunun;
(a) Kürt Kültür Derneği (KOMAL)
bünyesinde;
(I)Bükreş Kürtevi,
(II) Romanya Kürdistan Komitesi,
(III)Kürt Kültür Merkezi,
(b) Köstence Enformasyon Bürosu,
(c) Doğulu
İşadamları Vakfı gibi 6 oluşum bünyesinde; eleman temini,
propaganda, ideolojik eğitim, siyasi destek sağlamaya yönelik faaliyet
gösterdiği gözlenmektedir.
(2)
Diğer taraftan KOMAL’ın Kürt Kültür Merkezi olarak Romen makamlarınca resmen
tanındığı ve siyasi büro niteliğine haiz olarak çalışmalarına izin verildiği
yönünde alınan bilgiler dikkat çekmektedir.
(3)
PKK terör örgütü bu ülkeyi; diğer bölgelerden aktardığı patlayıcı madde
sevkiyatında bir ara bölge olarak kullanmaktadır.
Romanya’nın
TIR geçiş güzergahında olması dolayısıyla, bu ülkeden geçen TIR’lardan zorla
haraç topladıkları bilinmektedir.
(4)
Bu arada, Romanya’daki PKK Merkez Okulu adlı merkezin halen kapalı olmasına
rağmen, örgüt sözde başkanlık konseyinin söz konusu merkezin yeniden açılması
ve askeri-siyasi eğitime başlanılması yönündeki talimatı, örgütün bu ülkedeki
varlığını devam ettirme gayreti olarak görülmektedir.
l.Rusya Federasyonu (RF) :
(1)
PKK terör örgütünün; Rusya Federasyonu ve Moskova, Kafkas ülkeleri, Ukrayna ve
Kazakistan-Orta Asya Cumhuriyetleri olarak dört bölgeye ayırdığı, Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerindeki faaliyetlerini, Moskova’da bulunan “YDK
Doğu Avrupa ve BDT Ülkeleri Temsilciliği” adı altında 9 kadar dernek, komite ve
birlik vasıtasıyla yürüttüğü bilinmektedir.
(2) PKK terör örgütünün, BDT
ülkelerinde yürüttüğü örgütsel faaliyetlerindeki etkinliğini artırmak
maksadıyla;
(a) Bölgeden eleman temin etme,
(b) Bölgede kendisine müzahir kesimler
oluşturma,
(c) Sözde Kürt sorununu yaygınlaştırma
amaçlarını gerçekleştirme gayreti içerisinde olduğu, ayrıca, Rusya’yı
Avrupa’dan İran ve Irak’a terörist aktarımlarında bir ara bölge olarak
kullandığı gözlenmektedir.
(3) RF’nun terör örgütü PKK’ya
bakışının göz ardı edilmeyecek bir boyutunu, hiç şüphesiz Rus Parlamentosu’nun
alt kanadı DUMA’nın; PKK’nın tanınması yönünde sağladığı siyasi destek
oluşturmaktadır.
(4) Terörist başı A.ÖCALAN’ın;
(a) 1998 yılında Suriye’den
ayrılmasını müteakip Rusya Federasyonu’na gittiği, 33 gün barındığı RF’de
kendisine aralarında milletvekilleri ve servis mensuplarının da bulunduğu Rus
şahısların yardım ettiği,
(b) Müteakiben gittiği İtalya’da
beklentilerinin karşılanmaması üzerine, 16 Ocak 1999 tarihinde tekrar Rusya’ya
döndüğü de bilinmektedir.
(5) Örgüt bürolarında
gerçekleştirilen; siyasi-ideolojik eğitim vasıtasıyla, örgütsel faaliyetlerin
tüm bölge geneline yayılmasına gayret edilmekte, Kürt öğrencilerin ve Yezidi
Kürdü gençlerin örgüte kazandırılmasına çalışılmaktadır.
(6) Rusya/Moskova’da PKK terör örgütü
kontrolünde bir kampı mevcuttur. Önceki dönemlerde yapılan ikili görüşmelerde;
“Örgütün, Moskova’nın 250 km. kuzeyindeki Yaroslavl’da bir kamp yeri bulunduğu”
yönünde Rus yetkililer nezdinde dile getirilen iddiaların, anılan yetkililerce
asılsız olduğu belirtilmesine rağmen;
(a) Moskova/Yaroslavl-Solnechnıy
bölgesinde teröristlerin barındığı, burada örgüte sempatizan kitleye ideolojik
eğitim yaptırıldığı ve örgütün dağ kadrosuna eleman yetiştirildiği,
(b) Söz konusu teröristlerin mafya
tipi faaliyetlerinde (Özellikle fidye karşılığı adam kaçırma gibi eylemlerinde)
bu kampı kullandıkları bilinmektedir.
(7)
Öte yandan, örgütün Avrupa’dan Ermenistan-İran-Irak’a terörist aktarımları da
bu ülke üzerinden yapılmakta, ayrıca, halen PKK’nın elinde bulunan SA-7
füzeleri Rus orijinli olması dikkat çekici görülmektedir.
9.PKK Terör Örgütünün Uluslar arası
Kuruluşlar Nezdindeki Faaliyetleri:
a.Avrupa Parlamentosu :
(1) PKK’nın siyasi faaliyetlerinin
yoğunluk kazanmaya başladığı 1995 yılından itibaren örgütün, özellikle
Avrupa’da siyasi zeminde çeşitli parlamento ve kuruluşlarla ilişki kurma,
Türkiye aleyhtarı kampanyalar oluşturma çabalarına ivme kazandırdığı
gözlenmiştir.
(2) Örgütün Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne girme hedefinde Kürt kimliğini ön plana çıkarmak, Türkiye üzerinde
siyasi baskı yaratmak amacıyla Avrupa Parlamentosu (AP) nezdinde sürdürdüğü
girişimleri, sözde Kürt Ulusal Kongresi üyeleri ve özellikle merkezi
Belçika/Brüksel’de bulunan “Dış İlişkiler Birimi”ne bağlı Fransa Dış İlişkiler
Birimi mensuplarınca yürütülmektedir.
(3) Avrupa Parlamentosunda grubu
bulunan Yeşiller, Sosyalist ve Halkçı Parti mensupları ile özellikle Yunan
parlamenterlerin örgüt mensuplarıyla temaslarda bulundukları ve örgüt
görüşlerinin söz konusu organizasyon çatısı içerisinde dile getirilmesini
sağladıkları görülmektedir.
(4) Ayrıca, Brüksel Kürt Enstitüsü
organizesi ile AP Sosyalist kanat milletvekili Feleknaz UCA (Almanya-PDS)’nın
katkıları ile Brüksel’de bulunan AP binasında “Katılım Ortaklığı Belgesi’nin
açıklanması sonrasında, “Avrupa Birliği, Türkiye ve Kürtler” adı altında bir
basın toplantısı düzenlenmesi ve yapılan açıklamada Kürtlere Anayasal haklar
tanınması talebinin gündeme getirilmesi, PKK güdümündeki bir oluşumun muhatap
alınmasını göstermesi açısından dikkat çekicidir.
b.Avrupa Konseyi :
(1) Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisinin (AKPM) çalışma dönemlerinde Fransa/Strasbourg’a gelen örgütün
uzantısı kuruluşu konumundaki Kürt Ulusal Kongresi üyelerinden oluşan
heyetlerin Kürt sorununa politik çözüm bulunması, demokratikleşme, insan
hakları, terörist başının idam cezasının kaldırılması vb. hususlarını içeren
dosyaları temas kurdukları parlamenterlere verdikleri bilinmektedir.
(2) Ayrıca, AKPM’nin PKK terör
örgütünü taraf olarak kabul etmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne baskı yapması
hususlarının söz konusu görüşmelerde gündeme getirilmesi dikkat çekmektedir.
(3) Kürt Ulusal Kongresi üyelerinden
oluşan heyetlerin Türkiye ile ilgili muhtelif karar tasarılarını Türkiye
aleyhine etkileyebilmek amacıyla da Strasbourg’ta temaslarda bulundukları
alınan bilgilerdendir.
(4) Diğer yandan, Avrupa Konseyi
bünyesindeki Avrupa Birleşik Sol Grubu ve İsviçre Sosyalist Parti
milletvekilleri tarafından Avrupa Konseyi binası içerisinde Kürtlerin insan
haklarının teminat altına alınıncaya kadar, Türkiye’nin Avrupa Konseyi
üyeliğinin dondurulması yönünde dağıtılan bildiri ve raporlar örgüte cesaret
vermektedir.
c.Avrupa Birliği :
(1) PKK terör örgütü, Avrupa Birliği
(AB)’ne giriş sürecinde bulunan Türkiye’ye karşı kamuoyu yaratmak amacıyla, her
zeminde kendilerine müzahir Avrupalı parlamenterler aracılığıyla girişimlerini
sürdürmektedir.
(2) PKK ele başısı A.ÖCALAN tarafından
AB üyesi ülkelerin liderlerine gönderilen ve sözde “Kürt Sorunu”nun çözümü için
“Diyalog Yolunun Açılması” konusunda destek talep edilen mektup, örgütün sözde
sorunu uluslar arası platforma taşıma gayretlerinin bariz bir örneğini teşkil
etmektedir.
(3) Ayrıca, ÖCALAN’ın girişiminin
PKK’nın muhtelif uzantıları vasıtası ile AB ve bağlı kuruluşları nezdindeki
destek arayışlarına öncülük ettiği ve izlenecek politika konusunda yol gösterme
amacı taşıdığı da gözlenmektedir.
10.PKK Terör Örgütünün Diğer Terör
Örgütleri ile İlişkileri :
a.PKK terör örgütünün aralarında,
Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Gizli Ermeni Ordusu (ASALA) ve Kızıl Ordu
Fraksiyonu’nun (RAF) da bulunduğu çok sayıda terörist örgütle ilişki içerisinde
olduğu ve ilk kuruluş yıllarında ve yapılanmasında Lübnan/Bekaa Vadisi’ndeki
Orta Doğu kökenli terör örgütlerinin himayesinde geliştiği bilinmektedir.
b.Almanya’daki Kızıl Ordu Fraksiyonu
mensubu kadın teröristlerin örgütün Irak kuzeyindeki kamplarında barındığı, bir
Kızıl Ordu Fraksiyonu aktif üyesinin, Bonn’da düzenlenen PKK kontrolündeki
dayanışma mitingine “lider konumunda katıldığı” tespit edilmiştir. Almanya’nın
Anayasayı Koruma Federal Bürosu’nun raporları da Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun PKK
ile bağları olduğunu ortaya koymaktadır.
a.PKK terör örgütünün;
Türkiye’de 17 yıldır sürdürdüğü ve 30
binin üzerinde masum insanın ölümüne neden olduğu terörist faaliyetlerine son
dönemde ara verdiği izlenimi vermeye çalışmakla birlikte;
(1) Halen 5000 kadar silahlı teröristinin
çoğunlukla Irak kuzeyinde olmak üzere yurt içinde, İran’da ve Suriye’de
varlığını sürdürmesi,
(2) Örgüt üst yönetiminin söz konusu
gücünü olası gelişmelere karşı bir tehdit unsuru olarak muhafaza ettiklerini
ifade etmeleri,
(3) Son dönemde özellikle halk
hareketliliğini yaratma ve toplulukları güvenlik güçleri ile karşı karşıya
getirme yönündeki gayretleri göz önüne alındığında, örgütün terörist
kimliğinden sıyrılmadığı, aksine kendine müzahir halkı da bir terör ortamı
içerisine çekmeye çalıştığını ve tehdit olma özelliğini koruduğunu
göstermektedir.
b.PKK terör örgütünün, strateji
değişikliğine gidildiği, siyasallaşmanın benimsendiği iddiaları ile silahlı
gücünü muhafaza etme ve dinamik tutma çabaları çelişkisini göstermektedir.
Dolayısıyla, silahlı mücadeleye son verildiği, barıştan yana olunduğu yönündeki
çabaların gerçeği yansıtmadığı aşikardır.
c.Bir
kısım ülkelerin PKK terör örgütünü tek başına yasaklanmasının tehdidin
önlenmesinde etkili olmadığı, bugüne kadar PKK faktörünü, Ortadoğu ve Türkiye
ile ilgili siyasi menfaatlerine uygun olarak kullanan bazı devletlerin, legal
görünümlü PKK uzantısı oluşumlara verdikleri destek ile terör örgütü PKK’yı
açıktan desteklemelerinin sadece Türkiye için değil, tüm Avrupa için daha fazla
tehlikeli olabileceği değerlendirilmektedir.
d.Nitekim Batılı bazı platformlarda,
PKK terör örgütü dışındaki uzantısı Kürtçü örgüt ve oluşumları destekleme,
sözde Kürtlerin haklarını savunan, şiddete bulaşmamış alternatifler yaratma
girişimleri dikkat çekmektedir. Yine PKK’nın propagandaları ve taleplerine
adeta sahip çıkma çabaları da önem arz etmektedir.
e.Bu çerçevede, PKK güdümündeki
basın-yayın organlarından özellikle Medya TV’de Türkiye’ye yönelik propaganda
sürmekte, örgüt üst yönetiminin talimatları terör örgütüne doğrultusunda PKK
organizesi ile Avrupa’da gerçekleştirilen Kimlik Bildirim eylemlerinde,
Almanya, Fransa ve İngiltere gibi örgütün yasaklı olduğu ülkeler, “Ben de
PKK’lıyım” diyerek kendini terörist olarak tanımlayan şahısları muhatap alarak
PKK’ya yaklaşımlarında bir çelişki yaşamışlar veteröristleri
cesaretlendirmişlerdir.
f. Bu arada, örgüt güdümünde olan ve
Avrupa’da faaliyet gösteren başta Medya TV olmak üzere basın-yayın organları
vasıtasıyla bir yandan Türkiye aleyhtarı programlarını sürdürürken, diğer
yandan örgüt üst yönetiminin talimatları örgüte müzahir kitlelelere
aktarılamaya devam edilmektedir.Bu durum ileride sadece Türkiye için değil bazı
Avrupa ülkelerinde de eylemlerin genişlemesine ve şiddet hareketlerine
dönüşmesine sebep olabileceği kıymetlendirilmektedir.
g.Sonuç olarak;
PKK terör örgütü elebaşısı A.ÖCALAN’ın
yakalandıktan sonra adli makamlara verdiği ifade tutanağının ilgili
bölümlerinim özeti İngilizce olarak , orijinal imzalı Türkçe metni için
tıklayınız.
Söz konusu ifadelerden de anlaşılacağı
üzere, terör örgütünün Avrupa’nın bazı ülkelerinde elde ettiği geniş imkanlar
yukarıda ifade edilen hususları bir kez daha teyit etmektedir. Bu kapsamda;
(1)PKK terör örgütünün legal
görünümündeki uzantıları kanalıyla Avrupa ülkelerinden sağladığı her türlü
desteğinin kesilmesinin ve terörizme karşı alınacak tedbirlerin bir an önce
hayata geçirilmesinin önem arz ettiği,
(2) Bu nedenle, ABD’nin yayınladığı
“Terörist Örgütler Listesi”nde yer alan veAlmanya, Fransa, İngiltere gibi
ülkelerde yasaklı olan PKK’yı, diğer ülkelerdeterör örgütü olarak tanıdıkları
ve uzantısı legal görünümlü oluşumların faaliyetlerini engelledikleri takdirde,
PKK’nın varlığını sürdürmede ciddi problemler ile karşılaşabileceği
değerlendirilmektedir.
(3)Terörizmin acı tecrübelerini
yaşamış dost ülkelerin uluslar arası terörizme ve bu bağlamda PKK ile uzantısı
oluşumlar karşısında mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdürecekleri
değerlendirilmektedir.