Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI 'ın,
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ ) bazı üst düzey yöneticisine ilişkin bilgi
verilmesi talebiyle gönderdiği bir belgeyi yok ettikleri, birini mevzuata
aykırı biçimde arşive kaldırdıkları gerekçesiyle aralarında eski Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek 'in de yer aldığı 18 eski
istihbarat görevlisi hakkında hazırlanan iddianame mahkemeye gönderildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, bilgi
istenenlerden birinin, 2007'de New York'ta havalimanında FBI yetkililerince
sorgulanan FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" Osman Hilmi Özdil olduğu,
FBI'ın, Özdil'in üzerinden çıkan notlara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğüne
bilgi verdiği ve buna göre notta, sonradan Ergenekon ve 28
Şubat davalarında sanık olacak bazı kişilerin isimlerinin bulunduğu belirtildi.
"Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil'in üzerindeki
belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümünün, 12 Haziran 2007 günü Ümraniye'de
bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon
davası sanıkları arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma
süreci dahi başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir
şekilde ilişkisi bulunmayan Özdil'in 18 Nisan 2007'de ele geçirilen notları
arasında isimlerinin yer almasının, davanın önceden planlanıp kurgulandığını,
Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp uygulanan
stratejik harekatın bir parçası olduğunu, talimatın yurt dışından canlı kurye
ile geldiğini ispatlamıştır." ifadesi yer alan iddianamede, soruşturmanın,
polis müfettişince hazırlanan disiplin raporu üzerine başlatıldığı bildirildi.
İddianamede, FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" olan
"Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ve "Sinan" kod
adlı istihbarat teşkilatı sorumlusu Murat Karabulut’un 12-18 Nisan 2007'de
ABD'ye giriş ve çıkışları esnasında sorgulandıkları ifade edildi.
FBI irtibat görevlisinin, 5 Kasım 2007'de, bu kişilerden çıkanları
gösteren 14 sayfa belgeyi, zanlılardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat
Daire Başkanlığı Uluslararası İlişkiler Şube Müdürü Ufuk Gürsoy Yavuz'a elden
teslim ettiği anlatılan iddianamede, bu şekilde temin edilen belgelerin üst
müdürler Recep Güven ve Ramazan Akyürek'in bilgisi dahilinde imha edildiği
aktarıldı.
Disiplin raporuna göre, aynı örgüte bağlı zanlıların, elden teslim
alınan resmi belge niteliğindeki yazıların ileride FETÖ aleyhine delil olarak
kullanılmasını engellemek maksadıyla arşivlerdeki diğer belgeler gibi imha
ettikleri kaydedilen iddianamede, İstihbarat Daire Başkanlığının arşivinde
FBI'ın elden teslim ettiği yazıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmadığının 4
Şubat 2014'te belirlenmesi üzerine yazının suretinin FBI'dan tekrar istendiği
vurgulandı.
İddianamede, FBI'ın 29 Ocak 2008'de İstihbarat Daire Başkanlığından
Mustafa Özcan'ın yanı sıra FETÖ'nün 6 yöneticisi hakkında bilgi talep ettiği
belirtilerek, 8 ve 15 Şubat'ta şubede FBI yetkilisiyle 2 toplantı yapıldığı, bu
toplantılarla ilgili belge oluşturulup, tarayıcıdan geçirilmeden evrakla örgüt
ve kişi irtibatı kurulmadan arşive yollandığı, Emniyet Genel Müdürlüğünden 15
Şubat 2008'de FBI'a iletilen cevabi yazıda Özcan ile Süleyman Tiftik, Şerif Ali
Tekalan, Harun Tokak, Mehmet Hanefi Sözen ve Osman Hilmi Özdil'e ilişkin
bilgiler yer aldığı ifade edildi.
FBI'ın 29 Ocak'taki yazısında adları geçen Özcan, Özdil, Tiftik,
Tekalan, Sözen ve Tokak'ın "dikkat çekici kişiler" olarak
belirlendiğine işaret edilen iddianamede, bu şahıslar hakkında dönemin
istihbarat personeli tarafından FBI'a verilen cevapta, "Bu kişilerin El
Kaide, İBDA-C, Hizbullah ve PKK/KONGRA-GEL gibi terör örgütlerinin hedefi
konumunda oldukları, bahse konu şahısların uluslararası ilişkilerinin yoğun
olabileceği, mesleki pozisyonları itibarıyla zaman zaman yurt dışına giriş
çıkış yaptıkları, herhangi bir terör örgütü ile irtibatları olmadığı gibi
(irtibatları) olabileceği şüphesine mahal verecek durumları olmadığı, bahse
konu şahısların herhangi bir terörizm soruşturmasında yer almasının uygun
olmayacağı" şeklinde görüş bildirildiğine dikkat çekildi.
New
York'ta, Özdil ve Karabulut'un çantasından çıkanlar
İddianameye göre, FBI'ın İstihbarat Daire Başkanlığına gönderdiği
5 Kasım 2007 tarihli İngilizce belgede özetle, "New York JFK
Havalimanı'nda 18 Nisan 2007'de yapılan rutin kontroller esnasında Osman Hilmi
Özdil ve Murat Karabulut'un birlikte seyahat ettiklerinin tespit edildiği,
üzerlerinin arandığı, bazı belgelere el konulduğu ve ifadelerinin
alındığı" belirtildi.
İddianamede, "Elde edilen bilgiler çerçevesinde Özdil'in
üzerindeki belgelerde adı geçen kişilerin bir bölümünün 12 Haziran 2007 günü
Ümraniye'de bir gecekonduda el bombalarının bulunmasıyla başlayan Ergenekon
Davası sanıkları arasında yer aldığı, bu şahıslar hakkında henüz bir soruşturma
süreci dahi başlamamışken, aylar öncesinde adı geçen kişilerle herhangi bir
şekilde ilişkisi bulunmayan Özdil'in 18 Nisan 2007'de ele geçirilen notları
arasında isimlerinin yer almasının Ergenekon Davasının önceden planlanıp
kurgulandığını, Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin emri ile çok amaçlı planlanıp
uygulanan stratejik harekatın bir parçası olduğunu, talimatın yurt dışından
canlı kurye ile geldiğini ispatladığı, notlarda adı yer alan ancak Ergenekon
davasında yargılanmayan diğer şahısların büyük bölümünün ise Fetullah Gülen
örgütlenmesine karşı tutumlarıyla bilinen kişilerden olduğu, onlarla ilgili
verilen emrin dava dışında şimdilik tutulması olduğu açıkça
anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca iddianamede, Özdil ve Karabulut'un halen yurt dışında
bulunduklarına da yer verildi.